Hem sıkıntılı, hem de sıkıcı günler bunlar.
Seçim yaklaştıkça yükselen gerilim sıkıntılı hatta kederli olaylara yol açıyor.
Hopa’da ölen gösterici, göstericilerin attığı taşla arabadan yuvarlanıp ağır yaralanan polis.
Belli ki bu gerginliği bir on gün daha yaşayacağız.
Hayat epeyce sıkıntılı olacak.
Sıkıcı olmasının nedeni ise daha başka.
Artık hepimiz biliyoruz ki bu ülke çok yakın bir tarihte değişecek, değişmek zorunda.
Yıllardır bu değişimi konuşuyoruz.
Büyük şehirlerin dar mahallelerine sıkışmış Cumhuriyetçi küçük burjuvaların dışında herkes bu değişimin kaçınılmazlığını, 1923’ün verdiği “hepiniz tek tip olacaksınız” emrinin yarattığı büyük acılardan sonra hükmünü yitirdiğini biliyor.
Burası tek tip insanlar ülkesi değil.
Herkes çoktandır farklılıklarının farkında ve bu farklılığın başkaları tarafından da fark edilmesini istiyor.
Zaten, “farklılık” dediğin anda bizim cumhuriyetin temeli boşalıyor.
Burayı yeniden farklılıklara göre inşa edeceğiz.
Herkes kendisi gibi olacak, bir ölçüye kendini uydurmaya çalışmayacak.
Böylesine büyük bir değişimin eşiğinde olmak, bir toplumu elbirliğiyle yeniden inşa etmek, farklılıkların tadına varmak aslında heyecan verici.
Sıkıcı olan, küçük bir azınlığın dışında bütün toplumun bu gerçeği bilmesi ve çok uzun yıllardır bunu konuşup, değişimi beklemesi.